27 Ocak 2015 Salı
24 Ocak 2015 Cumartesi
2 Ocak 2015 Cuma
Zizek, Lubitsch
... Miller'a göre bir psikanalist, siyasi alana müdahale etmeyi umursamayan bir ironist konumundadır. Suretler yerli yerinde kalsın diye hareket etmekte ve bir yandan da gözetimi altındaki öznelerin onları gerçek olarak ele almamasını sağlamaya çalışmaktadır. İnsan kendini bir şekilde onlar tarafından kandırılmış kalacak hale getirmelidir. Lacan, 'kanmayanlar yanılırlar' diyebilir: Eğer suretler gerçekmiş gibi hareket etmezseniz, onların tesirini sarsarsanız, her şey kötüye gider: Tüm iktidar göstergelerinin salt suretler olduğunu ve efendinin söyleminin keyfiliğine dayandığını düşünenler kötü oğlanlardır: Daha da yabancılaşmışlardır.
O halde siyasete ilişkin olarak, psikanalist projeler önermez, onları öneremez, ancak başkalarının projeleriyle dalga geçebilir, bu da sözlerinin kapsamını daraltır. İronistin büyük bir tasarımı yoktur, önce başkasının konuşmasını bekler ve sonra onu mümkün olduğunca çabuk devirir. Bunun siyasi bilgelik olduğunu söyleyelim, daha fazlası değil... Bu bilgeliğin aksiyomu ise şudur: "Keyif almaya devam edebilmek gerekir gibi sağlam bir gerekçeyle, iktidarın suretlerini korumak gerekir. Yapılması gereken iş insanın kendini mevcut iktidarın suretlerine bağlaması değil, onları zorunlu telakki etmesidir. (...) Toplum yalnızca suretlerle bir arada tutulur. Yani bastırma olmaksızın, özdeşleşme olmaksızın ve her şeyden önce rutin olmaksızın toplum olmaz. Rutin elzemdir."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)